Piether Bruegel’in resimlerinin ana teması bulunduğu toplumun şehir ve kırsal yaşamı ile ilgili konulardan oluşmaktadır. İyi bir doğa gözlemcisi olan Bruegel’in eserlerinde detaycı anlatım oldukça belirgin bir şekilde gözlemlenmektedir. (Yıldırım, 2005: 167). İtalyan Rönesans’ını iyi bilen ve bu özelliğine Kuzey'e özgü ahlaki değer de yükleyerek Kuzey Avrupa’da günlük yaşam sahnelerini ele alan geliştiren ve yeni bir resim üslubunun temellerinin de atılmasını sağlayan sanatçı olarak da bilinir.

Brughel’in resimlerinde özellikle Hollanda toplumunun siyasi, kültürel ve sosyal yapısı eserlerinde ele alması yaşadığı dönemde var olan politik düzensizlikler, dinsel çelişkilere de eleştirel bir yaklaşımla baktığına göstermektedir. Bruegel yaşadığı çağın geleneksel konuları işlemek yerine yeni resim konuları oluşturması ile çağının ötesinde bir sanat anlayışının olduğu gözlemlenmektedir. Sürrealizm, İzlenimcilik, Dışavurumculuk gibi sanat anlayışlarının temelini atan Bruegel büyük bir devrime öncülük yaparak kendinden sonraki resim sanatını kalıcı olarak değiştirmesine katkıda bulunmuştur. Toplumsal düzen içinde günlük yaşam sahnelerini değiştirmeden ya da idealize etmeden, resimlerine yansıtmayı tercih eden Brugehel, hiçbir zaman ideal güzellik peşinde koşmadığını da açıkça ortaya koymuştur (Şen ve Küpeli,2019,s:201 ). Eserlerinde genel olarak neşeli, ama asla basit olmayan yaşam sahneleri işlemesi ile Bruegel kendisinden sonra gelen Flaman ressam kuşaklarının keşfedecekleri, yeni bir konu alan kazandırdığı da görülmektedir. (Gombrich, 2004: 383)

Devamını okumak için TIKLAYINIZ