Yeniay, Dolunay,Döngüler derken dolduramadığımız boşlukların çukuruna düşüyor, gölge yanlarımızı varlığımızı kadersel kişiliği sanıyor, varoluş amacımızı sorgulamadan ve sunulanın ötesine geçmeyi deneyimlemeden yaş alıyoruz. Durmuyoruz, hep koşuyoruz, bu koşuşun kendinden kaçışın, vücut almış hali olduğunu kavrayamıyoruz. İçimizde en derinlerde her zaman eksik ve yarım hissettiren o duygunun anlam arayışının sorgulamalarını yapma sorumluluğunu üzerimize almak istemiyoruz. Sorumluğun kendi içimizdeki bizi kemiren kurdun kozasından çıkması ve kelebeğe dönüşümündeki sürecin acı deneyiminden kaçarken aslında “Asıl” olmayan kendimizin, canımızı daha çok acıttığının bilincinde değiliz. Zorunlu olarak hayatımızda olan kişilerin veya bilinçli seçimlerimiz doğrultusunda hayatımızda olan her bir bireyin bize yüklediği sorumlulukların bahanesi sığınıyor,kendi hayatımızın şartlarını ancak bizim olgunlaştırabileceğimiz gerçeğini değiştiremeyeceğimizi göremiyoruz yada görmek istemiyoruz. Hiç katkıda bulunmadığımız bu evrensel döngünün hep bizi beslemesini beklemek gibi bencilce bir duruş sergiliyoruz
06/11/2024
Ayşe Aygün