Günlerdir hiçbir şey yapak gelmiyor içimden. Yazmak, okumak, konuşmak, anlamak. Yaşadığım karanlığın görülmeyen ışığında boğuluyorum. Karanlığın ışığı olur muydu ? Oluyordu işte! Gören gözlerle bakıyordum karanlığa. Her şeyim sandığım herkes, hiçbir şey oluyordu bir anda. Sen hiçbir şey oluyordun. Anlamak düşünmek ve özlemek sen olmaktan çıkıyordu. Soğuk bir savaşın zafersizliğinde, kaybettiğim esaretle esaretimi yaşatıyordum. Seninle olmak anlamını esirliğe bırakmıştı. Zincirsizdim kurtulmak benim elimdeydi, kaybedilen esaretin zaferlerini yeniden kazanmakta.
Yara almaktan korktuğum aşkın kanları bulaşıyordu ellerime kurtulamıyordum, yara almıştım. Elimde sandığım her şey aslında elimde değildi. Gerçekçilik çıkmazdı. Anlam katmaya çalıştım zaman anlamsızca geçiyordu ve sen bu zamanların içinde yoktun. Artık sesinin rengi bile vazgeçilmez kılmaya yetmiyordu seni. Sesindeki soğukluk ürkütüyor, korkutuyor ve yıpratıyordu bendeki seni. Vazgeçiriyordu çıkmazlardan kurtulmak adına verdiğim savaşların yeterliliğinden. Her akşam sevgim, her sabah nefretimdin.
Vurmazdı yokluk beni bu kadar, özlemlerle büyümek adına yetiştirilseydik. Sözler, sesler ve yaşatılmak adına hissettirilseydi değerler. Sözsüz, sessiz, değersizim. Büyümeksizin, küçülmekteyim. Kendime yakıştıramadığım vazgeçmenin yanlısıyım, vazgeçmekteyim bıraktığın yakınlığın pençesinde parçalanmamak için anlamsız savaşlarla dolduruyorum olmadığın zamanları. Zamanlar doluyordu parçalanmamanın ayrıntılarıyla. İncinen ruhum merhametsizliğe başvursa yakıştıramadığım yok olmak yaşatılacaktı. Şimdi sınırlarını zorluyorum merhametimin, içime yakın olduğun için. Zanlısı olmamak için ayrılığın duygularının göstergesizliğinde geziniyorum.
AYŞE AYGÜN /2001
- Etiketler:
- Ayşe AYGÜN Deneme 8 (2001)