Ruhumun kayıp parçası olduğuna inandığım insan,
düşselliğin oyunlarına kapılmadığımı ispatlamak istercesine
bir içtenlikle bana kucak açması,
karanlıklarda kaybolan ruhumun aydınlığa çıkmasını sağladı.
Kavramlar yeniden yakalandı.
Olumsuzluk kavramları yok artık hayatımda.
Oyun başladı, adı başoyuncu bölümüne kazındı.
Yıldızlar, yakamoz güneş, aydınlık toplandı.
Başımı çevirdiğim her yere yüzü çizildi.
Benimleydi içselliğimi anlamıştı, düştü gerçekleşti.
Kaybedilmeyecek değerlerle varlığına bağlı olduğumu biliyordu.
Emindi benden içtenliğimden.
Onu hiçbir zaman yok edemeyeceğimi biliyordu.
Ve bu bana yetiyordu.
Varlığının olmadığı zamanlarda onu yaşatmak
üzerime çökmesini sağlamıyordu acıların.
Kaygısızlığın gemisinde maviliğin eşsiz sularında yol alıyordu yüreğim.
Bu yüzden acı vermiyordu bana yokluk vurguları.
Giderken bıraktığı o iyimser tablo o duygu yoğunluğu
kendime olan güvenimin bana sıkıca bağlanmasını sağlıyordu
AYŞE AYGÜN / 2001