Bu toplum, kurum, kuruluş, dernek ya da yapılanmalara biat etmekten vazgeçerek, kendi sınırlarının ihlalinde sessiz kalmak yerine, kendi düşüncesini özgürce ifade edebileceği ve kendi yolculuğunda yürümenin asaletinin idrakine varmak ve tepkisini koymak zorundadır. Susmak, korkmak, kaçmak çözüm olmayacağı gibi, aktive edilen ve edilmek için kurgulanan tüm tuzakların çukuruna düşmeye istemsiz gönüllü olacaktır. Toplumlarda yozlaşmış kalıpların, bozulmuş kültür yapılarının ve susturulmaların sükunetini korumak yerine, kendi sınırsız gücünün bu topluma sağlayacağı faydanın farkına vararak dik duruşunu sergilemelidir. Susarak, izleyerek, üzülerek hiçbir sonuca varamayacaksak, tek bir cümle ile evrende salınım yaratarak, rezonansa girecek ve sonsuz yankılar oluşturacak titreşimler sağlayan sözcükler kurmaya ya da kuranlara koruma sağlamaya gönüllü olunmalıdır… Dönmesini istemediğin devranın değirmenine ben, sen, o, biz, un taşımazsak, değirmen unsuz değil, bir başkalarına kalacaktır… İşte o zaman susmayı seçtiğin için konuşmaya da hakkın olmayacaktır. Kendi başımızın derdine düşersek ve bu çarpık yapılanmalara boyun eğersek, celladımızda çok olacaktır…
Ayşe Aygün 19/03/2025