Düşünsel yolculuğun içsel savaşlarında kabuğundan çıkamayan yanlarımın, yansızlığının sancısı vuruyordu yıldızlarıma. Ruhsal bir yolculuğun tamamlanmayan durağında beklemek, ağrılı bir doğum sancısı ve tükenmişlik sendromu… Sorgular, sorgulamalar, neden ’ler ve niçin’ ler hiç bitmeyecek bir döngü gibi. İçine çekildiğim bu kara deliğin içinden nasıl kurtulabilirim? Çapraz ateştesin ve olgunlaşmamış bir ruhun eşlik etmesini beklemektesin. Adil olmayan bu dengesizliğin dengeye gelmesini isteyen sistemin beklentisi ve planı neydi? Görünenin arkasındaki görünmeyenler, ne zaman görünür kılacaktı kendini. Üstüme yüklenen bu sorumluluğun ağırlığından ne zaman çıkacaktım. Öğretilerin anlam arayışlarının yapılanması, zamanın hangi diliminde son bulacaktı. Madde ve mana arasında sıkışmış ruhlar, ne zaman özgürlüğüne kavuşacaktı. Kavramsal olguların olgunlaşma sürecinde dağılan bu kalp peki sonra nasıl toparlanacaktı. Henüz eğitilmediğim düşünülüyor ki bu kadar dağıtılmıştı.
AYŞE AYGÜN /29.12.2022